Bu yazıyı yazarken çok heyecanlıyım
çünkü googleda birgün biri Mitrofan Belyayev ismini ararsa, türkçe yayın olarak
birtek beni bulacak :) Anlayacağınız görevim daha da önem kazanıyor…:)
Oysa Mitrofan Belyayev ismi Rus
klasik müziği için okadar önemli ki…..
Müzik yayıncısı, ticaret adamı, hayırsever ve ‘Belyayev halkasının' kurucusu…
Zengin bir odun tüccarı baba ile
zengin toprak sahibi İsveçli bir annenin çocuğu olarak 1836 senesinde St.Petersburg’ta dünyaya gelir. Babasının
yanında çalışmasının yanısıra kendisi için bir tutku olan müziğe çok emek harcar. Okulda keman,
viyola ve piyano çalmayı öğrenir. Kilise müziği üzerine bir gruba katılır. Beste yapma yeteneği pek yoktur ancak maddi, manevi
sağladığı katkı ile Rus klasik müziğinde ismini anılır hale getirmiştir.
Müziğe zaman ayırmaya Aleksandr
Glazunov ile tanışması sonucu karar verir. Karşına çıkan genç yeteneğin geleceği için çalışmalar yapar, Glazunov’u Avrupa
turuna çıkartır, sadece onun eserlerini çalmaları için bir salon ve orkestra
kiralar. Zaman içerisinde bu orkestral
çalışmalar ‘Rus
Senfonik konserleri’ olarak şekillenmiş, sadece Glazunov’un değil birçok Rus bestecinin
eserlerinin sergilendiği bir organizasyon halini almıştır.
Zaman içerisinde kendi müzik yayın evini
kurmaya karar vererek, Rus bestelerini dünyaya en etkili şekilde yaymayı amaçlar. 1885
senesinde M. P.
Belaieff ismi ile St. Petersburg ve Leipzig merkezli yayın evini kurar. Bugün Leipzing’in
müzik yayın evlerinin merkezi haline gelmesinde bu kuruluşun etkisi olduğu söylenir…
Birçok genç yeteneğin başvurduğu Belyayev ilk başta hangi eserlerinin basılacağına kendi karar
verirken, bir süre sonra Anatoly Lyadov, Rimski-Korsakov ve Aleksandr
Glazunov’dan oluşan bir jüri kurar. İşte bu ekibe ‘Belyayev halkası’ ismi verilir.
Yayın evi devrim zamanında St. Petersburg ofisini kapatır. 2.Dünya savaşına kadar Leipzig’te devam eder ve savaş sonrası Frankfurt’a taşınır. 1971
senesinde C. F. Peters gibi önemli bir kurum bu şirketi devralır !
1884 senesi itibari ile vermeye başlanan ‘Glinka
ödülünün’ fikir babası da Belyayev’dir. Rimski-Korsakov, Çaykovski, Borodin
gibi önemli isimlerin hak kazandığı bu ödül Rusya’da
çok prestijli bir ödül haline gelmiştir.
Birde ünlü Cuma toplantıları vardır. Les Vendredis adı ile organize edilen
bu toplantılara aklınıza gelecek tüm dönem bestecileri katılırmış. ‘Dörtlü yaylı çalgılar’ ile verilen müzik ziyafetleri bir süre sonra
efsane haline gelir. Amatörlerin kendilerini gösterebildiği, müzik adamlarının fikirler ürettiği, yeni eserlerin
sergilendiği samimi bir ortamda gerçekleşen Cuma toplantıları artık St. Petersburg’ta ki müzik çevrelerinin sosyal
toplantıları olur.
1903 senesinde Belyayev’in ölümünün arkasından Cuma toplantılarına ithaf
edilen 2 setten oluşan 16 parçalık bir çalışma yayınlanır. Cuma toplantılarında çalınan eserler arasından Liyadov ve
Glazunov’un yardımları ile Rimski-Korsakov tarafından derlenen çalışma önemli bir klasik olarak kayıtlara geçer.
Birgün Belyayev ismini duyarsanız, unutmayın, kendisi Rus klasiklerinin en
önemli destekçilerinden...illa müzik adamı olmak için beste yapacaksın koşulu yok J
Melda Hanım sayenizde Belyayev ile tanıştım. teşekkürler,
YanıtlaSiliyi bayramlar.