21 Haz 2012

Prokofyev'den masallar (Peter ve Kurt)


Artık masallar ile aram iyi olmalı çünkü hayatım yeni bir boyut kazandı..Masalları okuyacağım bir prenses :)
Bu nedenle, hayatıma girdikten sonra yazacağım ilk yazı kesinlikle bir masal olmalı dedim. Elbette Rus klasiklerinden bir tane seçtim.

Sovyet düneminin popüler piyanisti ve orkestra şefi Sergey Prokofyev’in 1936 senesinde bestelediği ‘Peter ve Kurt’ senfonik eseri ile başlıyorum masal dünyama. 

Prokofyev, bu eseri çocuklar için bestelerken, hem çocukları müzik aletleri ile tanıştırmak, hemde müziği sevdirmek istemiştir.

Bu masalda kurtu yakalayan cesur erkek çocuğu Peter’den bahsedilir. Diğer yanda ise, dırdırı seven iyi kalpli bir yaşlı vardır; Peter’in dedesi. Aptal ve kendini beğenmiş ördek, Peter’in kurnaz kediden kurtardığı, küçük cesur kuş diğer kahramanlarıdır masalın.

Kahramanları olan bir masalı, kuklalar ile yada sinema/tiyatroda canlandırmak kolaydır. Peki insan bu canlandırmayı müzik ile nasıl yapar? Her bir kahramanı sadece kulaklarımız ile ayırt etmemizi nasıl sağlar?

İşte Prokofyev’in ustalığı burada başlıyor..

Her bir alet bir bireydir aslında. Küçük oğlan çocuğu Peter’i yaylı çalgılar canladırır. Dedeyi fagot adlı enstrüman anlatır. Kuş bir flüt, ördek obua, kedi klarnet, kurt ise üç korno olarak karşımızdadır.
Masal kahramanları, karakterleri ve her enstrümanın kendi müzikal teması...Tüm bunlar ustalık ile biraraya getirildiği zaman, alın size masalsı bir senfonik eser.

Peter, yani masalın baş kahramanını tahmin edeceğiniz üzere, tiyatroda genel olarak en iyi oyuncular tarafından canlandırılır. Orkestrada da böyledir. Cesur Peter’in müzikal teması yine orkestranın ana çalgıları yaylılar, kemanlar, viyolonçeller tarafından canlandırılır.
Peter’in dedesi rolünü fagot üstlenmiştir. Yaşlı dede dırdır etmeyi sevdiği için bu müzik aleti de dedenin dırdırını anlatacak özel bir şekilde çalınır. Bence fagot bu iş için en uygun seçimdir.
Kuş sesini ise kuşkusuz en iyi flüt yapabilir.
Kopuk, hafif sönük klarnet sesleri ise, özellikle de düşük notalarla bir kedinin kurnaz mırlamasını andırır, dikkatli, zar zor duyulan kedi ayaklarının sesine benzer.
Ördek temasının performansı obuaya verilmiştir. Çünkü bu müzik aletinin çıkardığı bazı notalar gerçekten de ördek ötüşüne benzer.
Besteci bir kaç kornonun ise kurt hırlamasını yansıtmasını sağlamıştır. Bütün mesele bir kaç kornonun aynı anda sert notalar çalmasındadır, ancak bu şekilde korkunç ve kötü kurtu ifade etmek mümkün olabilir.

Bu şekilde rol paylaşımını yaptığımız zaman, bu senfonik hikayenin tiyatro oynundan ne farkı var ?!? Müzikal düzenleme de müzik aletleri arasında tıpkı tiyatro sanatçılarının diyalogları gibi bir diyalog vardır. Onlar da kendi rollerini oynamaktadırlar, kah solo yaparlar, kah diyaloğa girmiş gibi aynı anda çalınırlar.

Peki hikaye ne anlatır?

Sizlere aynı masal anlatır gibi anlatacağım. Kimbilir bu yazımı sonra aynen kızıma da okurum.

Peter, bir Rus köyünde dedesi ile yaşayan küçük bir oğlan çocuğudur. Sabahın erken saatinde küçük Peter bahçenin kapısını açarak geniş, yemyeşil çayırlığa çıkar. Yüksek bir ağacın tepesinde Peter’in tanıdığı bir kuş konmuştur. «Etrafta her şey sakin!» diye ötmektetir kuş. Peter bu kuş ile çok iyi arkadaştır. Peter’in ardından hemen yanında bir ördek bitiverir. Ördek, Peter bahçe kapısını kapatmayı unuttuğu için sevinçlidir ve çayırlıktaki derin su birikintisinde gezmeye karar vermiştir. Ördeği gören kuş çayıra gelip konar, ördeğin yanına oturur ve omuzlarını silker.

«Sen nasıl bir kuşsun, uçmayı bilmediğine göre!» der. Ördek buna şöyle cevap verir: «Sen nasıl bir kuşsun, yüzmeyi bilmediğine göre!», ve suya atlayıverir. Uzun uzun tartışırlar. Ördek suda yüzer, kuş kıyıda zıplayıp durur. Birden Peter heyecanlanır. Çayırların içinde bir kedinin yavaş yavaş yaklaşğını görmüştür.
Kedi aklından geçirir: ‘kuş tartışmaya dalmış gitmiş, şimdi onu yakalarım’
Böylece sessiz sessiz kuşa doğru ilerlemektedir. «Dikkat!» diye bağırır Peter. Kuş bir anda uçarak ağaca konar. Ördek ise suyun ortasında, kızgın kızgın kediye söylenir. Kedi ağacın etrafında dolaşır ve düşünür: ‘ağaç bayağı yüksekmiş, acaba çıkmasam mı? Çıkmaya kalksam kuş zaten uçup gider’
Buarada, dede ise çayıra çıkar. Peter’e bahçe çitinin dışına çıktığı için kızar. «Buralar tehlikelidir! Ya ormandan bir kurt çıkıp gelse? Ne olur o zaman?» Peter, dedesinin sözlerine kulak vermez ve kurtlardan bile korkmadığını söyler. Ancak, dedesi Peter’i elinden tutarak eve döner, bahçe kapısını da sıkı sıkı kapatır. Gerçekten de Peter bahçe çitini geçmemiştir ki ormandan kocaman, gri bir kurt çıkıverir. Kedi hemen ağaca tırmanır. Ördek öter ve sudan kaçar. Ancak ne kadar hızlı koşarsa koşsun kurt ona yetişir, yakalayıverir ve yutar. Kedi ve kuş ise ağaçta saklanmayı başarmışlardır. Kurt ağacın ertafında dönüp durmakta ve iştahlı gözlerle onlara bakmaktadır. Bu arada kapalı bahçe kapısının ötesinde kalan Peter tüm olanları görür ve hiç korkmaz. Hemen eve koşar, bir ip alır ve yüksek taş duvarın üstüne tırmanır. Kurtun etrafında dolaşğı ağacın bir dalı duvara kadar varmaktadır. Peter işte bu dala tutunarak ağaca tırmanır ve kuşa der ki: «Aşağı uç, kurtun kafasının üstünde dön, ama dikkat et seni yakalamasın!» Kuş neredeyse tüyleri ile kurtun yüzüne değer, kurt ise sinirli sinirli oradan oraya zıplamaktadır. Peter ise ipten bir ilmek yapar ve aşağı sarkıtır. Kurtun kuyruğuna doğru sallar ve çeker. Kurt yakalandığını anlar ve kurtulmak için deli gibi kıvranmaya başlar. Ancak Peter ipin diğer ucunu ağaca bağlamıştır. Kurt zıpladıkça kuyruğundaki düğüm daha da sıkılaşmaktadır. O sırada ormandan avcılar çıkagelir. Meğerse kurtun izini takip etmektelermiş.  Avcılar tüfekleri ile ateş ederler! Ama Peter ağaçtan onlara bağırır: «Ateş etmeyin. Biz kuşla beraber onu yakaladık. Yardım edin de hayvanat bahçesine götürelim».
Bir tören yürüyüşü ile kurt hayvanat bahçesine götürülürken, dede kızgın kızgın başını sallayarak «Ya Peter kurtu yakalamasaydı? Ne olurdu o zaman?» demektedir.
Kurt taşınırken, biraz dikkatli dinleyin :) kurtun karnında öten ördeği de duyabilirsiniz, çünkü kurt öyle acele ederek ördeği yemiştir ki ördeği canlı canlı tek parça olarak yutuvermiştir.


Peter ve Kurt, tüm dünyada çocuk eserleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bugüne kadar birçok farklı yapıt ile bizlere sunulmuştur.
2008 yılında bu hikayenin temasını esas alan bir kısa metrajlı film Oscar ödülü almıştır, daha önce ise, 1946 yılında ünlü Walt Disney, hikayenin çizgi film versiyonunu hazırlamıştır. 1975 yılında ise, ünlü ingiliz müzisyenler yine Peter ve Kurt temasını esas alan bir rock opera yazmışlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder