Artık masallar ile aram iyi
olmalı çünkü hayatım yeni bir boyut kazandı..Masalları okuyacağım
bir prenses :)
Bu nedenle, hayatıma girdikten sonra yazacağım ilk yazı kesinlikle bir masal olmalı dedim.
Elbette Rus klasiklerinden bir tane seçtim.
Sovyet düneminin popüler
piyanisti ve orkestra şefi Sergey Prokofyev’in 1936 senesinde bestelediği
‘Peter ve Kurt’ senfonik eseri ile başlıyorum masal dünyama.
Prokofyev, bu eseri
çocuklar için bestelerken, hem çocukları müzik aletleri ile tanıştırmak, hemde müziği sevdirmek istemiştir.
Bu masalda kurtu yakalayan cesur erkek çocuğu Peter’den
bahsedilir. Diğer yanda
ise, dırdırı seven iyi kalpli bir yaşlı vardır; Peter’in dedesi. Aptal ve
kendini beğenmiş ördek, Peter’in
kurnaz kediden kurtardığı, küçük cesur kuş diğer
kahramanlarıdır masalın.
Kahramanları olan bir masalı, kuklalar ile
yada sinema/tiyatroda canlandırmak kolaydır. Peki insan bu canlandırmayı müzik
ile nasıl yapar? Her bir kahramanı sadece kulaklarımız ile ayırt etmemizi nasıl
sağlar?
İşte Prokofyev’in ustalığı burada
başlıyor..
Her bir alet bir bireydir aslında. Küçük oğlan çocuğu Peter’i yaylı
çalgılar canladırır. Dedeyi fagot adlı enstrüman anlatır. Kuş bir flüt, ördek
obua, kedi klarnet, kurt ise üç korno olarak karşımızdadır.
Masal kahramanları, karakterleri ve her
enstrümanın kendi müzikal teması...Tüm bunlar ustalık ile biraraya getirildiği zaman, alın
size masalsı
bir senfonik eser.
Peter, yani masalın baş kahramanını tahmin
edeceğiniz
üzere, tiyatroda genel olarak en iyi oyuncular tarafından canlandırılır. Orkestrada
da böyledir. Cesur Peter’in müzikal teması yine orkestranın ana çalgıları
yaylılar, kemanlar, viyolonçeller tarafından canlandırılır.
Peter’in dedesi rolünü fagot üstlenmiştir. Yaşlı dede dırdır
etmeyi sevdiği için
bu müzik aleti de dedenin dırdırını anlatacak özel bir şekilde çalınır.
Bence fagot bu iş için en uygun seçimdir.
Kuş sesini ise kuşkusuz en iyi
flüt yapabilir.
Kopuk, hafif sönük klarnet sesleri ise,
özellikle de düşük notalarla bir kedinin kurnaz mırlamasını andırır, dikkatli, zar zor
duyulan kedi ayaklarının sesine benzer.
Ördek temasının performansı obuaya verilmiştir. Çünkü bu
müzik aletinin çıkardığı bazı notalar gerçekten de ördek ötüşüne benzer.
Besteci bir kaç kornonun ise kurt
hırlamasını yansıtmasını sağlamıştır. Bütün mesele bir kaç kornonun aynı
anda sert notalar çalmasındadır, ancak bu şekilde korkunç
ve kötü kurtu ifade etmek mümkün olabilir.
Bu şekilde rol paylaşımını yaptığımız zaman, bu senfonik
hikayenin tiyatro oynundan ne farkı var ?!? Müzikal düzenleme de müzik aletleri
arasında tıpkı tiyatro sanatçılarının diyalogları gibi bir diyalog vardır. Onlar
da kendi rollerini oynamaktadırlar, kah solo yaparlar, kah diyaloğa girmiş gibi aynı anda
çalınırlar.
Peki hikaye ne anlatır?
Sizlere
aynı masal anlatır gibi anlatacağım. Kimbilir bu yazımı sonra aynen kızıma
da okurum.
Peter, bir Rus köyünde dedesi ile yaşayan küçük bir oğlan çocuğudur. Sabahın erken saatinde
küçük Peter bahçenin kapısını açarak geniş,
yemyeşil çayırlığa çıkar. Yüksek bir ağacın tepesinde Peter’in tanıdığı bir kuş
konmuştur. «Etrafta her şey sakin!» diye ötmektetir kuş. Peter bu kuş ile çok iyi arkadaştır.
Peter’in ardından hemen yanında bir ördek bitiverir. Ördek, Peter bahçe
kapısını kapatmayı unuttuğu için sevinçlidir ve
çayırlıktaki derin su birikintisinde gezmeye karar vermiştir. Ördeği
gören kuş çayıra gelip konar,
ördeğin yanına oturur ve omuzlarını
silker.
«Sen nasıl bir kuşsun, uçmayı bilmediğine göre!» der. Ördek buna şöyle cevap verir: «Sen nasıl bir kuşsun, yüzmeyi bilmediğine göre!», ve suya atlayıverir. Uzun uzun tartışırlar. Ördek suda yüzer, kuş kıyıda zıplayıp durur. Birden Peter heyecanlanır.
Çayırların içinde bir kedinin yavaş yavaş yaklaştığını görmüştür.
Kedi aklından geçirir: ‘kuş tartışmaya dalmış gitmiş, şimdi onu yakalarım’
Böylece sessiz sessiz kuşa doğru
ilerlemektedir. «Dikkat!» diye bağırır
Peter. Kuş bir anda uçarak ağaca konar. Ördek ise suyun ortasında, kızgın kızgın
kediye söylenir. Kedi ağacın
etrafında dolaşır ve
düşünür: ‘ağaç bayağı
yüksekmiş, acaba çıkmasam mı? Çıkmaya
kalksam kuş zaten uçup gider’
Buarada, dede ise çayıra çıkar. Peter’e bahçe
çitinin dışına çıktığı için kızar. «Buralar tehlikelidir! Ya ormandan bir
kurt çıkıp gelse? Ne olur o zaman?» Peter, dedesinin sözlerine kulak vermez ve
kurtlardan bile korkmadığını
söyler. Ancak, dedesi Peter’i elinden tutarak eve döner, bahçe kapısını da sıkı
sıkı kapatır. Gerçekten de Peter bahçe çitini geçmemiştir ki ormandan kocaman, gri bir kurt çıkıverir. Kedi
hemen ağaca tırmanır. Ördek
öter ve sudan kaçar. Ancak ne kadar hızlı koşarsa koşsun
kurt ona yetişir,
yakalayıverir ve yutar. Kedi ve kuş ise ağaçta saklanmayı başarmışlardır. Kurt ağacın ertafında dönüp durmakta ve
iştahlı gözlerle onlara
bakmaktadır. Bu arada kapalı bahçe kapısının ötesinde kalan Peter tüm olanları
görür ve hiç korkmaz. Hemen eve koşar,
bir ip alır ve yüksek taş
duvarın üstüne tırmanır. Kurtun etrafında dolaştığı ağacın bir dalı duvara kadar varmaktadır. Peter işte bu dala tutunarak ağaca tırmanır ve kuşa der ki: «Aşağı uç, kurtun kafasının üstünde
dön, ama dikkat et seni yakalamasın!» Kuş neredeyse tüyleri ile kurtun yüzüne değer, kurt ise sinirli sinirli oradan oraya
zıplamaktadır. Peter ise ipten bir ilmek yapar ve aşağı
sarkıtır. Kurtun kuyruğuna doğru sallar ve çeker. Kurt
yakalandığını anlar ve kurtulmak için deli
gibi kıvranmaya başlar.
Ancak Peter ipin diğer
ucunu ağaca bağlamıştır.
Kurt zıpladıkça kuyruğundaki
düğüm daha da sıkılaşmaktadır. O sırada ormandan avcılar çıkagelir. Meğerse kurtun izini takip etmektelermiş. Avcılar tüfekleri ile ateş
ederler! Ama Peter ağaçtan
onlara bağırır: «Ateş etmeyin. Biz kuşla beraber onu yakaladık. Yardım edin de hayvanat bahçesine götürelim».
Bir tören yürüyüşü ile kurt hayvanat bahçesine götürülürken, dede
kızgın kızgın başını
sallayarak «Ya Peter kurtu yakalamasaydı? Ne olurdu o zaman?» demektedir.
Kurt taşınırken, biraz dikkatli dinleyin :) kurtun karnında öten ördeği de duyabilirsiniz, çünkü kurt öyle acele ederek ördeği yemiştir ki
ördeği canlı canlı tek parça olarak yutuvermiştir.
Peter ve Kurt, tüm dünyada çocuk eserleri arasında önemli bir yer
tutmaktadır. Bugüne kadar birçok farklı yapıt ile bizlere sunulmuştur.
2008 yılında bu hikayenin temasını esas alan bir kısa metrajlı film Oscar
ödülü almıştır,
daha önce ise, 1946 yılında ünlü Walt Disney, hikayenin çizgi film versiyonunu
hazırlamıştır.
1975 yılında ise, ünlü ingiliz müzisyenler yine Peter ve Kurt temasını esas
alan bir rock opera yazmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder