«Opera, başka bir şeydir; opera sizleri insanlarla kaynaştırır, müziğinizi
gerçek halk ile bütünleştirir ve sizi tüm halka maleder » P.I.Çaykovski
Eserleri
tanıtırken sizlere hep ya opera, ya bale, ya senfonik eser diye tanımlar
veriyorum. Bu terimleri kullandığım zaman hepimizin
aklında bir perde canlandığından emin olduğum için bugüne kadar terimleri
anlatma ihtiyacı duymadım. Ama aslında her bir türün içeriğini ve nereden geldiğini bilmenin, klasik müziği anlamakta fayda sağlayacağı kesin!
Opera, genellikle tarihi veya mitolojik konulu bir drama
eşliğinde ortaya konan, müzikal ve teatral formda
bir sahne eseridir. Klasik müziğin önemli bir parçası olan opera, müzik ve tiyatro sanat dallarının biraraya geldiği bir türdür. Bu iki sanat dalı karşılıklı olarak birbirlerini tamamlar ve zenginleştirir. Aslında, oyunun büyük bir bölümü sözlerden
oluşur ve bu yazılı metinlere
‘libretto’ adı verilir. Bu sözler arya, düet, koro gibi şekiller alarak konunun akışına göre bize eseri anlatır. Bu nedenle, operayı kendi
dilinizde dinliyor olmanız önem kazanır. Yani orjinal olsun diye İtalyanca izler ama hiçbir çeviriden
yararlanmazsak, opera oyununa öylece bakmaktan başka pek birşey
yapmış sayılmayız :)
Operanın ana yurdu İtalya’dır.
Malum. Ancak, benzeri sentez çalışmaları
eski Yunanistan’da yapılırmış. Tiyatro gösterileri
açık havada, genelde bir tepe kenarında yer alırmış. Tepenin yamaçlarına seyirciler uygun bir şekilde oturur ve sahnede bulunan maskelerini takmış ve boylarını uzun gösteren özel ayakkabılarını
giyinmiş eski Yunan trajedilerini icra
eden aktörleri izlerlermiş. Bu benzerlik nedeni
ile, bildiğimiz 16-17 yy’larda İtalya’da doğan
operanın ilham kaynağının eski Yunan
oyunları olduğu düşünülür. Opera hızlı bir şekilde popüler olur ve
diğer ülkelere de yayılır. Her ülkede bir eşi daha olmayan ulusal bir niteliğe bürünür.
Peki ya Rus operası ?
Rusya’da operanın kurucusu, 19. yy başında yaşamış olan dahi Rus bestecisi Mihail Glinka’dır. 1836’da
yazdığı İvan Susanin adlı ilk operada Mihail Glinka, Rus insanının
ahlaki gücünü, anavatana olan sevgisini anlatmaktadır. Dargomıjski, Borodin ve
Rimski-Korsakov ile operaya verilen önemli eserler arka arkaya sıralanmıştır. Rubinstein ve Çaykovski ise, operalarında daha
çok Fransız dramalarının etkilerinde kalarak ulusal etkiden uzak kalmışlardır. Onların bizlerde
bıraktıkları etkiler çok daha farklı değil mi zaten?
Gelelim operayı oluşturan
ana bölümlere...Arya, resitatif, müzikal uyum ve koro olarak sıralanır.
· Arya bir sanatçı
tarafından orkestra eşliğinde icra edilen tam bir müzikal bölüme verilen
isimdir. Kelime anlamı bakımından şarkı
kelimesine yakındır, ancak müzikal form bakımından arya şarkıdan daha karmaşık
bir yapıya sahiptir. Arya, dramda monolog gibi opera baş kahramanının karakterinin müzik yardımı ile çizilmesi
için kullanılır. İki kişinin paylaştığı duygu anlatımına ise, kolaylıkla tahmin edeceğiniz üzere ‘düet’ denilir.
· Resitatif sahnede
sanatçılar herhangi bir eylem içinde ise kullanılır. Yani sanatçılar arasında
bir diyalog, tartışma ya da çıkar çatışması meydana gelmektedir. Resitatif bize sanki sanatçılar
şarkı söylüyormuş gibi değilde,
konuşuyormuş hissiyatı verir.
· Müzikal uyum, fransızca
orijinalinde birliktelik anlamına gelir. Opera uyumu ikiden ona kadar değişik
sayıda sanatçının beraber icrası şeklinde
gerçekleşir. Müzikal uyum
içinde icrada bulunan sanatçılar birbirlerini tekrarlayabilirler ya da değişik
görüşleri ve karakterleri ifade
edebilirler.
· Operanın bir diğer önemli bileşeni ‘koro’dur..Bize hikayede yer alan topluluğun fikrini sergiler. Zaten hemen gözünüzde
canlanmıştır. Kalabalık bir
insan topluluğu..Ya balo salonunda
dans ederler yada bir pazar meydanında günlük yaşam havasındadırlar..Bir yandan bize atmosferi
yansıtırken, bir yandan söyledikleri şarkı
ile olaylar hakkında fikirlerini bizlere iletirler.
Pyotr Çaykovski’nin Yevgeniy Onegin operasından bir bölüm buna çok güzel
örnek oluyor . Bu bölüm tarlada çalışmadan
dönen köylüler tarafından seslendiriliyor. Bu sahne ana temanın gelişimi ile ilgili değildir, sadece fon, genel bir hava yaratmak için
kullanılmıştır. Ancak yine de
operayı zenginleştiren ve güzelleştiren bir bölümdür.
Koronun esere dahil edilmesinin ana nedeni operadaki ifade tarzını çeşitlendirmek ve daha güçlü hale getirmektir. Bu
etki opera severleri, fark etmeden opera sever hale getirmiştir. 3 saatlik uzun bir opera oyununda, sürekli
aryalar, düetler dinleyecek olsak bizi yorar. Oysa, aryalar, korolar,
resitatifler ve müzikal uyumlar opera sanatını eşi bulunmaz bir niteliğe kavuşturur ve operayı opera
yapar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder