Çocukluk hayal alemimin en önemli parçası…
Bulutlar üzerinde uçulurmuş gibi görünen
peri masalı dansı..
Vals…
by Reine Haru |
Vals 1780'lerde Avusturya'da popüler
olmaya başladığı günden beri dünyayı kendine hayran bırakan güzellikte bir
salon (balo) dansıdır. Zerafeti, uçuş uçuşluğu ve asil duruşu öylesine büyüleci
etki bırakmıştır ki bir anda sosyetenin dansı haline gelir. Birçok film
karesinde canlanan parıltılı saray baloları gözünde canlanmayan olmadığına
eminim ! Ama yinede belirtmem gerekir ki vals eskiden köylülerin de severek yaptığı
bir danstır. Ancak aristokratlar valsin, müziğinin derinliklerine inerek bugün
asil salon dansı haline gelmesini sağlamıştır.
Vals kelimesi ‘Dönmek’ anlamına gelen Almanca ‘Walzen’
kelimesinden gelir. Her nekadar Avusturya ve Güney Almanya orijinli olduğu
bilinsede, valsin esinlenildiği dans 16.yy ortalarında Fransa’nın Provence bölgesinde
(bugünlerdeki dekorasyon ilham kaynağım olan bölge aynı zamanda:) ortaya çıkan ‘Valto’ folklorik dansıdır. Zaman içerisinde form
değiştirirek bugün bilinen Vals dansı ortaya çıkar. ¾ lük ritme sahip olan
vals, çiftlerin birbirlerine sıkıca tutanarak bir nokta çevresinde
dönmeleridir. ¾lük derken; her bölüm vuruş ile başlar ve üçüncü adımda daha az sese sahip bir vuruş
ile biter. Bu nedenle de yeni başlayanlar için başlarda zorluklar yaratır,
ancak deneyimli dansçılar için valsin ritmi hayranlık uyandıran romantik
geçişlere sahiptir.
Çiftlerin
birbirlerini sıkıca tutması bölümüne gelirsek, ilk başlarda değişik tepkiler
ile karşılaşır elbet..Çünkü valsten önce yapılan hiçbir çiftli dansta eşler
birbirlerine bu kadar yaklaşmazlardı. Hatta sadece parmak uçları temastaydı
desek yeridir. E dolayısıyla bu kadar yakınlık ahlaksızlık olarak kabul edilir.
by Vladimir Pervuninsky |
Hatta 19. yy başında vals
Rusya’ya geldiğinde İmparatorluk ailesi onu pek de sıcak karşılamaz. Dahası vals
özel bir emirle yasaklanır. İşte böylece valsin Rus sarayına olan yolu uzunca
bir süre kapalı kalır.
Ben size vals denildiği zaman
akla gelen Strauss ile örnekleme yapmayacağım tabiki. Konumuz Rus klasikleri
olduğuna göre Rusya’ya tekrar valsin girmesini sağlayan Glinka ile
örneklendirmek en güzeli olur diye düşünüyorum.
1845 senesinde Mihail Glinka’nın
yazdığı Fantazi isimli vals Rus klasikleri için muhteşem bir örnek....
İkinci örneğimiz ise benim çok
severek dinlediğim Prokofyev’den olsun....Külkedisi balesinin bir bölümü olan
Büyük Vals. Görkemli olmasının yanısıra insana şöyle bi mutluluk vermiyor mu?
Veeee öldürücü vuruşum geliyor...Dimitri Şostakoviç ve 2 numaralı Vals..Bir diğer adı ile Rus Valsi...Dinleyipte bilmeyen? (hep diyorum ya aslında Rus klasikleri okadar hayatımızdalarki....)
Sonuç olarak : Vals bugün heryerde...Ciddi ve hafif müziklerde, operetlerde, senfonilerde, enstrümental eserlerde, balede ve şarkılarda...
Vals zaman içinde bir sanat haline gelmiş, her uygar insanın ayrılmaz bir kültürel parçası olmuştur. Derlerdi ki eğer insanın soylu kökenleri varsa, mutlaka harika vals yapıyordur!
Sonuç olarak : Vals bugün heryerde...Ciddi ve hafif müziklerde, operetlerde, senfonilerde, enstrümental eserlerde, balede ve şarkılarda...
Vals zaman içinde bir sanat haline gelmiş, her uygar insanın ayrılmaz bir kültürel parçası olmuştur. Derlerdi ki eğer insanın soylu kökenleri varsa, mutlaka harika vals yapıyordur!
Rus valsini bilmeyen var mıdır :))
YanıtlaSil