4 Mar 2012

Ruslan ve Ludmila (Glinka)

Glinka, Rus klasik müziğine ilgi duyan herkes için önemli bir isim, bahsetmiştik. Rus klasik müziğinin babası..

Aranızda Glinka'nın hayatını okumayan var ise, okuyup bize geri dönmesini öneriyorum ;) 

Aslında Glinka çok aktif üreten bir besteci değildir, az ama öz yaratmış. Glinka ile ilgili ne bilmemiz gerekli diye düşünenlere yazıyorum bu yazıyı. Glinka'yı bilmek, 'Ruslan ve Ludmila' operasını bilmek ile başlar diyebiliriz. 



Bestecinin ikinci ama en önemli operası olan Ruslan ve Ludmila, ünlü şair Aleksandr Puşkin'in 1820 senesinde yazdığı aynı isimli şiirinden etkilenilerek bestelenmiştir. Prömiyeri 1842 senesinde St. Petersburg'ta yapılan opera, uvertür ile başlar ve 5 perde olarak devam eder.

Yalnız, uvertürü size dinletmeden önce, opera ilgili size bazı ön uyarılar yapayım diyorum. Glinka'nın bu eseri, oldukça hayal dünyasında dolaşan bir opera. Yani gerçekliğe okadar uzak ki, insana bazen sıkıcı şekilde masalsı gelebiliyor. Hatta bazen detaylar içinde boğulmuşsunuz hissini verebiliyor. Benden uyarması..Ama bir okadar da etkileyeci..Bu nedenle, operanın etkisini tam olarak alabilmeniz için, sizlere müziklerin eşliğinde operayı okumanızı tavsiye ediyor ve uvertür ile başlıyorum.


Uvertür kısmı bittikten sonra, perdenin ağır ağır açıldığını ve ışıl ışıl kostümleri ile opera sanatçılarının neşeli bir düğün yemeğinde olduğunu hayal edin. Masanın başında prens Svetozar, bir yanında kızı Ludmila, diğer yanında damat adayı Ruslan ile oturur. Düğünü kutlayan kalabalık içerisinde Ludmila'ya talip olan iki genç bulunur; biri kendini beğenmiş ve korkak Farlaf, diğeri ise ateşli ve hayalci Ratmir..
Birden gök gürler ve ortalık kararır. İki canavar karşımızdadır ve Ludmila'yı kaçırırlar. Prens, korku içerisinde kızını kurtarıp kim getirir ise, onunla evlendireceğine söz vermesi ile, Ludmila ile evlenmek isteyen bu üç genç düşer yollara. 

Tam tahmin ettiğiniz gibi..Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır hikayesi bu…Bakalım kim Ludmila ile evlenebilecek?

Bir sonraki sahnemiz, iyi kalpli büyücü Finn'in mağarasıdır. Yolu buraya düşen Ruslan, Finn'den Ludmila'yı kaçıran kişinin kötü kalpli büyücü Çernamor olduğunu öğrenerek kendisinden yardım ister. Karşılıklı aşk hikayelerini paylaşan ikiliden Finn, bizlere Naina isimli bir genç kıza olan aşkını bir balad ile anlatır. Bu arya, Finn’in çok zaman önce güzeller güzeli Naina’ya aşık olduğunu, ancak gururlu genç kızın aşkına cevap vermediğini anlatır. Finn bu hayal kırıklığı ile, büyücülere gider ve onların sanatını öğrenmeye karar verir. Amacı büyücülüğü öğrendikten sonra ruhları çağırarak Naina’yı kendine çekmektir. Amacın ulaşır ancak ruhları çağırdığında karşısına ak saçlı, kambur ve titreyen başı ile yaşlı bir kadın çıkar. Bu kadın Naina’dır. Ancak şimdi Finn’e aşık olmuştur. Bu sefer de Finn ondan kaçar. İşte büyücü Finn’in şarkısında bunlardan bahsediliyor. Ben uyarmıştım hayal dünyasında çok dolaşacağız diye.


Perdemiz bu sefer Farlaf ve Naina'nin karşılaşması ile açılır. Naina ise Farlaf'a Ludmila'yı bulmasında yardım edeceğine dair söz verir. Ludmila'yı bulacağına oldukça emin olan Farlaf'ın söylediği zafer şarkısı, operanın en parlak ve bilinen bölümlerinden biridir. 


Ruslan sevgilisini ararken savaş alanında yatan kocaman bir Kafa ile karşılaşır. Kafa prensi korkutmak için üflemeye başlar ve bir fırtına koparır. Prens korunmak için Kafa’yı mızrağı ile yaraladığında, kafa yerinden oynar ve Ruslan büyücü Çernamor ile savaşırken kendine yardımcı olacak büyülü kılıcın orada yattığını farkeder. 
Bu sırada, Naina büyülü şatosunda prensleri nasıl yaparım da kendime çeker ve burada hayatlarına son veririm diye planlar yapmaktadır. İlk gelen Ratmir olur. Naina’nın büyülü genç kızlarının yaptıkları büyüleyici dans Ratmir’in aklını çelmiştir. Ardından Ruslan şatoya gelir. Genç kızlar onu da baştan çıkarmaya çalışırlar. Birden Finn ortaya çıkar. Bütün büyüleri ortadan kaldırır ve şatoyu bir orman haline getirir.

Bir sonraki sahnede, sonunda karşımıza Çernamor’un zindanlarında tutulan Ludmila söylediği arya ile çıkar. Ve sonrasında, bir insan topluluğu belirir, müzisyenler, köleler ve Çernamor’un esirleri ve en nihayetinde büyücünün kendisi. Büyücü yaşlı bir cücedir ve yastıkların üzerinde taşınan uzun mu uzun bir sakalı vardır. Bence bu sahne, operanın en etkili ve renkli sahnesi….

Buarada küçük bir not: Marşın sonlarına doğru peçe ile çıkan kızların dansları ile başlayan bölüm 'Türk Dansı' olarak isimlendirilmiştir. 


Ludmila’yı büyülü bir uykuya yatıran Çernamor, Ruslan’ın karşısına çıkarak savaşır; ancak mücadeleden Ruslan galip gelir. Ludmila'nın yanına giden Ruslan, Ludmila’ya heyecanla kazandığı zaferi anlatırken, Ludmila'nın onu duymadığını farkeder çünkü Ludmila büyünün etkisinden dolayı derin bir uykudadır. 

Ruslan uyuyan Ludmila ile prens Svetozar’ın şatosuna geri dönmeye karar verir. Fakat tabiki engeller bitmez. Şehirde Ludmila Farlaf tarafından kaçırılır. Ruslan onun peşine düşer ve Farlaf ise korkarak şatodan kaçar. Ruslan ise iyi kalpli büyücü Finn’in kendisine verdiği büyülü yüzük sayesinde sevdalısı Ludmila’yı uyandırır. İlk sahnemizdeki kutlama sahnesi kaldığı yerden devam eder gibi perdemiz kapanır. 

Yine bir masalsı opera ve yine bir mutlu son. Pek şaşırtıcı değil :) Ama Glinka'yı ve Rus halk izlerini bize nasıl yansıttığını anlamak için iyi bir başlangıç.

1 yorum:

  1. Sevgili Melda, bütün bloglarını ilgiyle ve begenerek okudum, dinledim ve izledim. Klasik müzik konusundaki cahiliyetime ragmen konuyu öyle yalın, anlaşılır ve yer yer esprili bir dille anlatmıssın ki ilgilenmemek elde degil. Müziğin evrenselligi bir kez daha tüm çıplaklıgıyla ortada!! Tahmin edersin klasik müzik hep mesafeli zaman zaman da soguk gelir insana, ama sayende ortam ısınıyor :) Sadece Rus bestecilerle kalmaman ve degerli bilgileri paylaşmaya devam etmen dileğiyle..tekrar teşekkürler..sevgiler

    YanıtlaSil