3 Eki 2012

Altın Madalyalı Rahmaninov'un Aleko'su


Hayatta yaptığımız hiçbirşeyi küçümsemeyerek ve hep aynı özenle yaklaşarak ne büyük kazanımlar elde edebiliriz yada ediyoruz. Basit bir okul ödevini hazırlarken öğrendiğimiz bir bilgi veya izlediğimiz bir operada çalınan melodinin aklımızda kalması çok önemli bir yerde bizi diğerlerinden farklı kılabiliyor.

Örneğin, Sergey Rahmaninov acaba konservatuardan mezun olmak için hazırladığı bitirme projesinin birgün onun en önemli eserlerinden biri olarak anılacağını biliyor muydu ??

Aleko operası, Sergey Rahmaninov’un Moskova üniversitesine bitirme projesi olarak hazırlayıp, sunduğu ve altın madalya ile mezun olmasını sağlayan tek perdelik operadır. 1892 senesinde Rus şair Puşkin’in Çingeneler şiirinden esinlerek bestelediği Aleko operası Rahmaninov’un tamamlayabildiği üç operasından ilkidir. Elbet çok ilginç ve yenilikler içeren bir opera yapıtı değildir; neticede sadece bir mezuniyet çalışması. Rahmaninov’un fazla risk almış olabileceği düşünülemez.

Ancak farklı bir yönü ile, Rus klasik müzik tarihi açısından önem taşır. Operanın halka prömiyeri, Çaykovski’nin son operası olan İolanta ile birlikte yapılır. Böylelikle Çaykovski’nin son operası ile Rahmaninov’un ilk operası aynı sahnede aynı gece sergilenerek, kuşaklar arası devir-teslim niteliği taşır.

Opera hem drama, hem romantik olarak sınıflandırılabilinir ve librettosu Vladimir Nemirovich Danchenko tarafından yazılmıştır. Rahmaninov’un tarzını daha en başta oturttuğunu bize ispatlayan eser, ahenkli, akılda kalan, renkli olması, dinleyicisini içine alabilmesi ve en önemlisi çok Rus karakteristiği taşıması ile anılır. Dahası söylenen, operanın her bir tınısı Puşkin’in şiirinde sergilediği trajediyi yansıtıyormuş. Okadar başarılı, boşuna altın madalya almamış :)

Gelelim konumuza:

Hikaye Moldova’da geçer. Bir çingene grubu gece konaklamak için nehir kenarına çadırlarını kurar ve yemeklerini hazırlar. Gezgin grup, bu hür ruh ile danslarını ederek eğlencelerine de başlar.

Grubun en yaşlı üyelerinden bir tanesi, kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar. Hayatının en büyük aşkı Mariula isimli kadını. Ancak malesef, Mariula kendisini ve kızları Zemfira’yı başka bir erkek için bırakıp gitmiştir.

Zemfira ise tabiki büyümüş ve Aleko isimli bir çingene ile beraber çocuk sahibi bile olmuştur.
Aslında Aleko, doğma büyüme çingene değildir. Medeni ve varlıklı hayatından sıkılmış ve çingene olmaya karar vermiştir. Nasıl bir kararsa :) Zemfira’yı görür görmez ise aşık olmuştur.

Aleko ısrarcı ve takıntılı bir adamdır. Kayınpederinin Mariula’dan intikam alması gerektiğine inanır. Oysa Zemfira aşkın özgür birşey olduğuna ve kim nereye gitmek isterse oraya gitmesi gerektiğine inanır. Bu nedenle Aleko’dan sıkılan Zemfira’da tıpkı annesi gibi başka bir çingene ile aşk yaşamaktadır.

Gece bittiği zaman genç aşığı ile buluşan Zemfira, Aleko tarafından yakalanır. İlerleyen saatlerde Zemfira ile tartışan Aleko, kıskançlığının kurbanı olur ve iki aşığı öldürür !

Sonuç, olan ölenlere olur çünkü çingeneler Aleko’yu öldürmez yada büyük bir ceza vermezler. Sadece aralarından ayrılmasını isterler, okadar !

Tek perdelik opera, karşımıza üç önemli bölüm ile çıkar.

Erkeklerin dansı
Genç çingenelerin romansı
Aleko’nun Cavatinası

Aleko’nu Cavatinası ise benim size önereceğim bölümdür..Aldatıldığını öğrenen Aleko’nun yakarışı..

Görüşmek üzere..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder