17 Eyl 2012

Opera Opera


«Opera, başka bir şeydir; opera sizleri insanlarla kaynaştırır, müziğinizi gerçek halk ile bütünleştirir ve sizi tüm halka maleder » P.I.Çaykovski

Eserleri tanıtırken sizlere hep ya opera, ya bale, ya senfonik eser diye tanımlar veriyorum. Bu terimleri kullandığım zaman hepimizin aklında bir perde canlandığından emin olduğum için bugüne kadar terimleri anlatma ihtiyacı duymadım. Ama aslında her bir türün içeriğini ve nereden geldiğini bilmenin, klasik müziği anlamakta fayda sağlayacağı kesin!
Opera, genellikle tarihi veya mitolojik konulu bir drama eşliğinde ortaya konan, müzikal ve teatral formda bir sahne eseridir. Klasik müziğin önemli bir parçası olan opera, müzik ve tiyatro sanat dallarının biraraya geldiği bir türdür. Bu iki sanat dalı karşılıklı olarak birbirlerini tamamlar ve zenginleştirir. Aslında, oyunun büyük bir bölümü sözlerden oluşur ve bu yazılı metinlere ‘libretto’ adı verilir. Bu sözler arya, düet, koro gibi şekiller alarak konunun akışına göre bize eseri anlatır. Bu nedenle, operayı kendi dilinizde dinliyor olmanız önem kazanır. Yani orjinal olsun diye İtalyanca izler ama hiçbir çeviriden yararlanmazsak, opera oyununa öylece bakmaktan başka pek birşey yapmış sayılmayız :)

Operanın ana yurdu İtalya’dır. Malum. Ancak, benzeri sentez çalışmaları eski Yunanistan’da yapılırmış. Tiyatro gösterileri açık havada, genelde bir tepe kenarında yer alırmış. Tepenin yamaçlarına seyirciler uygun bir şekilde oturur ve sahnede bulunan maskelerini takmış ve boylarını uzun gösteren özel ayakkabılarını giyinmiş eski Yunan trajedilerini icra eden aktörleri izlerlermiş. Bu benzerlik nedeni ile, bildiğimiz 16-17 yy’larda İtalya’da doğan operanın ilham kaynağının eski Yunan oyunları olduğu düşünülür. Opera hızlı bir şekilde popüler olur ve diğer ülkelere de yayılır. Her ülkede bir eşi daha olmayan ulusal bir niteliğe bürünür.

Peki ya Rus operası ?
Rusya’da operanın kurucusu, 19. yy başında yaşamış olan dahi Rus bestecisi Mihail Glinka’dır. 1836’da yazdığı İvan Susanin adlı ilk operada Mihail Glinka, Rus insanının ahlaki gücünü, anavatana olan sevgisini anlatmaktadır. Dargomıjski, Borodin ve Rimski-Korsakov ile operaya verilen önemli eserler arka arkaya sıralanmıştır. Rubinstein ve Çaykovski ise, operalarında daha çok Fransız dramalarının etkilerinde kalarak ulusal etkiden uzak kalmışlardır. Onların bizlerde bıraktıkları etkiler çok daha farklı değil mi zaten?

Gelelim operayı oluşturan ana bölümlere...Arya, resitatif, müzikal uyum ve koro olarak sıralanır.
·      Arya bir sanatçı tarafından orkestra eşliğinde icra edilen tam bir müzikal bölüme verilen isimdir. Kelime anlamı bakımından şarkı kelimesine yakındır, ancak müzikal form bakımından arya şarkıdan daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Arya, dramda monolog gibi opera baş kahramanının karakterinin müzik yardımı ile çizilmesi için kullanılır. İki kişinin paylaşğı duygu anlatımına ise, kolaylıkla tahmin edeceğiniz üzere ‘düet’ denilir.
·      Resitatif sahnede sanatçılar herhangi bir eylem içinde ise kullanılır. Yani sanatçılar arasında bir diyalog, tartışma ya da çıkar çatışması meydana gelmektedir. Resitatif bize sanki sanatçılar şarkı söylüyormuş gibi değilde, konuşuyormuş hissiyatı verir.
·      Müzikal uyum, fransızca orijinalinde birliktelik anlamına gelir. Opera uyumu ikiden ona kadar değişik sayıda sanatçının beraber icrası şeklinde gerçekleşir. Müzikal uyum içinde icrada bulunan sanatçılar birbirlerini tekrarlayabilirler ya da değişik görüşleri ve karakterleri ifade edebilirler. 
·     Operanın bir diğer önemli bileşeni ‘koro’dur..Bize hikayede yer alan topluluğun fikrini sergiler. Zaten hemen gözünüzde canlanmıştır. Kalabalık bir insan topluluğu..Ya balo salonunda dans ederler yada bir pazar meydanında günlük yaşam havasındadırlar..Bir yandan bize atmosferi yansıtırken, bir yandan söyledikleri şarkı ile olaylar hakkında fikirlerini bizlere iletirler.
Pyotr Çaykovski’nin Yevgeniy Onegin operasından bir bölüm buna çok güzel örnek oluyor . Bu bölüm tarlada çalışmadan dönen köylüler tarafından seslendiriliyor. Bu sahne ana temanın gelişimi ile ilgili değildir, sadece fon, genel bir hava yaratmak için kullanılmıştır. Ancak yine de operayı zenginleştiren ve güzelleştiren bir bölümdür.


Koronun esere dahil edilmesinin ana nedeni operadaki ifade tarzını çeşitlendirmek ve daha güçlü hale getirmektir. Bu etki opera severleri, fark etmeden opera sever hale getirmiştir. 3 saatlik uzun bir opera oyununda, sürekli aryalar, düetler dinleyecek olsak bizi yorar. Oysa, aryalar, korolar, resitatifler ve müzikal uyumlar opera sanatını eşi bulunmaz bir niteliğe kavuşturur ve operayı opera yapar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder