16 Mar 2012

Bugün günlerden Rahmaninov

Hiç gözünüzü açtığınız anda, bir müziğin kulağınızda çınlaması ile uyandınız mı? Ben bugün Sergey Rahmaninov ile açtım gözümü.

O yüzden, bugün günlerden Rahmaninov….
Rus romantik müzik akımının son büyük temsilcisi..

Şimdi, Rahmaninov’un en ünlü eserlerinden birini, Paganini’nin bir teması üzerine bestelediği rapsodisinin birinci bölümünü dinleyerek başlayalım. Siz tüm yazıyı okurken, Rahmaninov hissini tamamlar diye düşünüyorum.


Buarada ufak bir not. Hep söylediğim gibi, klasik müzik bize uzak gibi duran ama hayatımızın aslında hep içinde olan bir sanattır. İşte Rahmaninov’un, Paganini’nin temasından yola çıkarak bestelediği rapsodinin bir bölümü 1980 yapımı ‘Somewhere in time’ filminin ana teması olmuştur. Etkileyici…


Sergey Rahmaninov’a gelince..

Türkiye’de en iyi bilinen Rus bestecinin Çaykovski olduğuna hemfikir olmuştuk, diye varsayıyorum. Peki bir sonraki isim ne denilse, birçok kişinin Rahmaninov dediğini de duyar gibiyim. Bununla ilgili bir araştırma yapmadım elbet ama biraz içgüdü biraz çevre yoklaması diyelim :)

Rahmaninov kimdir?

Rahmaninov, Rusya’nın Novgorod şehrinde 1873 senesinde doğmuş, Tatar kökenli bir ailenin oğludur.  1885 senesinde Moskova’ya taşınan Sergey Rahmaninov, 19 yaşında besteci ve piyanist olarak altın madalya ile konservatuarı bitirir. Diploma çalışması ve ilk büyük eseri, Puşkin’in Çingeneler şiiri üzerine yazdığı tek perdelik ‘Aleko’ operasıdır.

Bu operanın halka sunulmasından önce yapılan hazırlık çalışmalarından birine Pyotr Çaykovski gelir.
Mükemmel bileşen Rahmaninov için iş başındaymış..Hem yetenek, hem şans :)

Çaykovski, çalışmaya gelir ve sorar:
- Bir süre önce iki kısımlı ‘İolanta’ adlı opera üzerindeki çalışmalarımı tamamladım, ancak bu eser tüm geceyi dolduracak kadar uzun değil. Eğer sizin opera ile beraber çalınırsa itirazınız olur mu?

Böyle beklenmedik bir teklif ile şok olan Rahmaninov’un dili tutulur ve ağzından tek kelime bile çıkmaz. Çaykovski, Rahmaninov’un mutlu ve tutuk yüz ifadesini görünce gülerek devam eder.
- Yine de anlamadım, kabul ediyor musunuz, yoksa hayır mı? Eğer konuşamıyorsanız, hiç olmazsa göz kırpın. Rahmaninov aynen öyle yapar, başını sallar ve ısrarla göz kırpar.

Ortak konser Bolşoy Tiyatrosunun sahnesinde başarılı bir şekilde gerçekleştirilir. O gece iki prömiyer birden yapılmış olur: Rahmaninov’ın birinci operası Aleko ve Çaykovski’nin son operası İolanta. Bu sahne nesiller arasında bir devir teslimi simlegeler gibidir.
Dahası, Çaykovski öldüğünde, Rahmaninov onun anısına ‘Eleji trio re minör’ adlı eserini besteler.

Sergey Rahmaninov konservatuarı bitirdikten 4 yıl sonra Rus işadamı ve sanat severi Savva Mamontov’a ait özel bir orkestrada; daha sonra da Bolşoy Tiyatrosunda şeflik yapmaya başlar. Orkestra şefliği Rahmaninov’un müzikal yeteneğinin diğer bir yansımasıdır. Genç besteci o dönemde oldukça fazla sayıda eser yazar. Bunlar arasında forte piyano piyeslerden operaya kadar uzanan eserler bulunur. Bu dönemde yazdığı Do-diyez Majör Prelüd daha sonra dünyanın en bilinen piyano parçalarından birisi olur.

Ekim devrimi döneminde ‘burjuva tarzı müzik’ yakıştırmasından etkilenen Rahmaninov, Rusya’dan ayrılır. Dünya’nın en ünlü piyanisti ünvanını kazanan Rahmaninov’un uzun yıllara yayılan konser faaliyetleri yurt dışında gerçekleşir.

Sergey Rahmaninov 1943 yılında vatandaşı olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde akciğer kanserinden ölür. Akciğer kanseri aslında besteci için kötü bir tesadüftür çünkü bestecinin biyografisinde değişik bir özelliği ön plana çıkar.
Sergey Rahmaninov, salonda öksürülmesinden hiç hoşlanmazmış. Hatta, Rahmaninov eserlerini seslendirirken salonda kaç kere öksürüldüğünü takip edermiş. Eğer öksürük artarsa, bilerek eserin bir kısmını atlarmış. Eğer öksürme yoksa eserin tüm bölümlerini sırasına göre çalarmış. İlk duyduğumda bana çok enteresan ve iddialı gelmişti.

Peki neden Rahmaninov’a Romantik müzik akımının son temsilcisi denir ? 

Rahmaninov yaşadığı dönem itibari ile, bir akımın diğerinin yerine geçtiği, romantizmin yerini modern ve sembolizme bıraktığı, diğer müzik akımlarının ise artık aktüel olmadığı 19. sonu ve 20. yüzyıl başındaki müzik stilleri ve akımlarından etkilenmiştir. Yani bir dönem bestecisi pek sayılmaz ! Rahmaninov’un başarısı bu değişiklikleri hissederek, zamana uyumlu çalışmalar yapmış olmasından da ölçülebilinir.
Besteci erken dönem sanatında, insanın iç dünyasının derinliğini ve zenginliğini vermeye çalışarak duygusal ve ifade gücü yüksek romantizm akımına özgü yöntemleri aktif olarak kullanır.
Daha sonraki dönemlerinde ise, rus ezgileri denilen akım üzerinde yoğunlaşır, bunun yardımı ile Rus ruhunun derinliklerini ve 20. yy Rusya’sının gücünü anlatmaya çalışır. Bu dönemde bir çok lirik romans, koro eserleri ve o dönemin ünlü şairlerinin şiirlerine adanmış eserler yapar.
Basitlik ve duygusallık Rahmaninov’un müziğini ulaşılabilir ve anlaşılabilir yapan öğelerdir. Dahası, bestecinin müziği şahsi duygularını da yansıtır. Besteci bunu sadece müzik aracılığı ile anlatırken sıkıntı duymaz, çünkü aslında içe kapanık ve kendine güveni tam olmayan bir kişiliktir.

Her bestecinin hayatına & kişiliğine baktığımızda, bu eserleri nasıl yaratmış sorusunun, aslında pekte karışık bir cevabı olmadığını anlıyor insan..

Yaşadığı dönem, etkilendiği değişik müzik akımları ve içine dönük kişiliği bir araya geldiğinde, işte karşımızda Sergey Vasilyaviç Rahmaninov.... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder