Beni biraz takip edenler bilir… Rus klasik
müziğinin hayatımındaki yeri ayrı olsa da, Chopin’e olan sevgim bir başkadır.
Bu sabah yine bir doz Chopin alırken, aklıma Polonezlerden size hiç
bahsetmediğim geldi ve başladım yazmaya…
19.yüzyılın başlarında başlayan ve Rus
klasiklerinde bahsettiğimiz ‘ulusal akım’ tabii ki Avrupa’da bir çok ülkeyi
etkisi altına alır. Hareketin başladığı ülkelerden biride Polonya’dır. Ulusal
edebiyatın bazı eksikleri olmasına rağmen, diğer yabancı eserlere nispeten çok
daha ilham verici ve farklılık yaratıcı olduğuna inanılır hale gelir. İşte bu
noktada halihazırda 1800 yılların başından beri bilinen ve aslında kullanılan
Polonya halk danslarının müzikleri Polonez ve Mazurka, başta Chopin’in
öğretmeni Elsner olmak üzere bir çok besteci tarafından klasik müzikte
kullanılmaya başlanır. Polonya’nın içinde bulunduğu kötü dönem ve milliyetçi
duygular artık melodiler ile şekil bulur.
Chopin de beste yapmaya ilk Polonezler ile
başlar. Konservatuar eğitimi döneminde ise Mazurkalara yönelir.
‘Polonaise’ kelimesi zaten Fransızca’da ‘Polonyalı’ anlamına gelmektedir ve çiftlerin gösterişle, bulundukları salonda yavaş hareketler ile bir nebze piyasa yapıyor havasında yaptıkları yavaş tempolu Polonya Halk dansı olarak tanımlanır. Bir yürüyüşe referanslar ve dönüşler ekleyin, işte o şekilde dans etmek diyebiliriz aslında J En doğrusu o dönem filmlerini getirin aklınıza. Balolarda çiftler bir yandan sohbet ederken, bir yandan yavaş adımlar ile ellerini, çiftlerini değiştirir, dönerler vs. İşte tam olarak o sahnelerde çalınan müziklerden bahsediyorum.
‘Polonaise’ kelimesi zaten Fransızca’da ‘Polonyalı’ anlamına gelmektedir ve çiftlerin gösterişle, bulundukları salonda yavaş hareketler ile bir nebze piyasa yapıyor havasında yaptıkları yavaş tempolu Polonya Halk dansı olarak tanımlanır. Bir yürüyüşe referanslar ve dönüşler ekleyin, işte o şekilde dans etmek diyebiliriz aslında J En doğrusu o dönem filmlerini getirin aklınıza. Balolarda çiftler bir yandan sohbet ederken, bir yandan yavaş adımlar ile ellerini, çiftlerini değiştirir, dönerler vs. İşte tam olarak o sahnelerde çalınan müziklerden bahsediyorum.
Her ne kadar kökleri halk danslarına
dayanıyor denilse de, zamanla aristokrasinin dansı haline gelir. Orjinalinde
şarkıcılar eşlik etmesine rağmen, zaman içerisinde üst sınıfın ilgisini çekmesi
ile sadece enstrümantal hal alır. (3/4 lük, moderate tempo)
Polonez tabii ki Polonya ile
sınırlı kalmaz. Barok döneminde Alman bestecilerden Johann Sebastian Bach,
George Frideric Handel, ve Georg Telemann polonezler besteler. Dans süitlerinin
içinde polonezlere yer verirler, danstan ziyade konser müzikleri haline
getirilmiş olarak....
Ve tabii ki Ruslar da Polonez etkisinden
nasibini alır. Musorgski ve Çaykovski orkestralar için polonezler yazarlar.
Hatta Çaykovski, uyuyan güzel balesinin 3.perdesinde Grand Polonaise ismi ile ve
Yevgeniy Onegin operasında bir diğer poloneze yer vermiştir. Ben şimdi sizi Rus
müziğinden bir örnek ile başbaşa bırakırken, Chopin’in Paris’te yer alan mezar
anıtının önünde yazan ve benim de çok hoşuma giden sözü ile bitiriyorum yazımı:
“Hazineniz neredeyse yüreğiniz de orada
olacaktır”
Çaykovski'nin Yevgeniy Onegin operasından…çok güzel bir örnek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder